28 Kasım 2010

'Gerçek şu ki;...'

"Rüyalarımda..." diye bir cümleyle başlayıp
Gayet güzel ve mutlu, ilginç şeyleri sıralamak
Upuzun bir yazı ya da benzeri bir şey yazmak isterdim.

Ama 20lik dişim çıkıyor
Gecelerim bölünüyor
Tam sen karşıma gelecekken -ya da ben öyle olsun istiyorum.
Uyanıyorum.

Dayanılmaz bir ağrı,
O sırada bana 20 saat gibi gelen bir süre boyunca
Kıvrandırıyor beni yatağımda.

Yorganım dolanıyor,
Kenardaki kül tablası devriliyor,
Kitabım kirleniveriyor.

Kalkıp ağlamak istiyorum.
Uykum var.
Uykum 'yat uyu, saçmalama, sabah uyanamayacaksın!'
Demeye kalmadan dalıyorum.

Aslında zaten bütün gün boyunca
Ayrıntılarımda karşıma çıkıveriyorsun -ki o egonla oralara nasıl sığıyorsun?
O zaman boğazım düğümlenip musluklarımı açmak,
Küçük çocuklar gibi ve onlar kadar çok ağlamak istiyorum.

Gururum, -bir itibarım var ya hani, lanet olasıcalar!
'Adam gibi dur, saçmalama, bu kadar insan var tanıyan tanımayan!'
Demeye kalmadan hayatım sürüp gidiyor.

Aslında senin için ağlamaktan çok, sana küfür etmek
Sinirimi boşaltmak istiyorum.
Bazen o kadar çok kötü lafın ağzımdan çıkışını bile
Sana değer bulmuyorum ya -ayrı bir mesele.

Aslında seni bu kadar karışık yapan beynimin içindeki
Ufak askerler sürüsü.
Ordu demeye dilin varmaz.

Aslında kendimi insanın 5 halinden
Yalın halinde gördükçe
Beni hayat boyu anlayamayacağını düşünüyorum.
Düşünüyorum ya -bir boka yaramıyor düşünmek!

Aslında en güzeli ne biliyor musun?
Karşıma gerçekten almak ve nasıl anlayacağını hiç düşünmeden
Anlatmak..
Saatlerce.

Aslında saatlerce anlatacak bir şey de yok ya..
Sadece 2 saniye.
Ve 2 kelime;
Seni seviyorum.

Aslını boşverip işin,
Açıklamadan.. -da bön bön bakmandan korkuyorum.
Acaba senle ilgili mi ya?
Dişim zonkluyor
Of!


17 Kasım 2010

Yıkım Panayırı

Düşünürdüm daha 7 yaşımdayken
Bitmek bilmeyen okul yolunda
Ayrılsalar, annemler
Annemle babam yani..

N'olurdum ben acaba?
Daha yoktu ufaklık ortalarda
Nolurduk 'biz' acaba.

'Hiçbir şey' derdim 10 dakika sonra
'Hiçbir şey' olmaz ben onları, onlar beni sevdikçe
Birbirlerini sevmeleri mühim değildi benim için.
Beni sevmeleri yeterliydi benim için.

Sanki ben onların herşeyiymişim gibi
Sanki ben onların tek odak noktalarıymışım gibi..
Çok bencilce ama işte
Çok da masum ve saf bir biçimde

Son 5 yıldır kendimde takip ettiğim bir durum.
Neyi hayal etsem ve hayalimde bir sonuca vardırsam
Gerçekleşince bu -ki gerçekleşmesi uzuun zaman alıyor
Ben onu unutmuş oluyorum

Ve,

Ne kafamdaki kadar basit ya da zor
Ne hayalimdeki gibi sonuçlanıyor
Bu gerçek

Bu da onlardan biriymiş meğer, ne bileyim o zamanlar
O zamandan bu zamana 7yıl geçmiş, derler ki dile kolay
Unutmuşum ben
Yüzleşince de çok korkmuştum, ayrılıktan
Halbuki çoktaan düşünüp kafamda bitirmiştim
Hepsini ben


Ama hiçbir şey umduğum gibi değil
Hatta zaman zaman hayal ettiğim bile değil


Şimdi sen de böylesin
Kafamda kurup oturtuyorum
Sana yakışanı
Zaman zaman arzuladıklarımı
Sonuca vardırıp orda da bırakıp
Sonra da yaşanmışçasına unutuyorum,
Hayal ettiklerimi

Sonra kalkıyorsun sen
Karşıma geçip
Gözümün içine bakıp
Neler neler anlatıyorsun

Omuzlarım düşüyor
Damlalar süzülüyor

Ve sen en son gülümsüyorsun
'Yaa ne umdun, ne buldun..' dercesine
Kalakalıyorum
Çakılıyorum oturduğum yere
Kocaman bir ağırlık
Sanki ölü toprağı atmışlar gibi
Üstüme

Aslında mutluyum
Hem de ölesiye, deli gibi..
Ama işte hayal edememenin hayalkırıklığı üstümde
Tıpkı yaşadığım yıkıntılar gibi

Yıkılacak duvarları görememenin hayalkırıklığı
Üstümde
Attım parçalarını
Kaldı tozları omuzlarımın üzerinde

Sende ise yıkıntıları bekler gibiyim
Yağdıkça üstüme yağmur misali
Gülümsüyorum
Dünyanın en mükemmel tebessümü dudaklarımda
Kenarlarından sızıyor
Dayanamıyorum..

Senin yıkıntıların
Ailemin yıkıntılarını parçalıyor
Un ufak ediyor

Sen beni yıktıkça
Ben kafamı çıkarıp
Nefes alabiliyorum
Dik durabiliyorum

Yık
Yık beni
Yık ki hayallerimi
Durabileyim
Kalabileyim kendimde
Kalabileyim kendime ve ufaklığa
Yetebileyim
Yetişebileyim hayata
Görebileyim netçe virajlarını

Yık ki daha da çok seveyim seni
Daha ne kadar çok sevilebilirsen
Ve sevilebilir mi daha çok?

Evet, hala hayal etmekten vazgeçmiyorum
Sonu hep aynı olsa bile
Ve evet, hala bencilim
Masum ve saf bir biçimde

6 Kasım 2010

Beş Saniye

Bugün ne oldu bilemezsin
Bilemezsiniz, hiçbiriniz
Bütün bu seks, para, güzellik, "hava"nın
"Boşluğu"nu sadece 2saniyede anlattı bana..

Ölümün bu kadar canlı ve sıcak hali
Tam tamına 5saniye boyunca
Bir nevi gerçeklik!

Ne değiştirir nasıl ölündüğü
Ha yüzünde kanlar çağlasın
Ha bir buz denizi kadar soğuk ve duru olasın
Sen ölüme doğru yol alırken,
Ne değiştirir arkandan ağlanması

Sis vardı bugün bütün şehirde,
Denizinde de toprağında da
Ve yolda bir ayakkabı,
Fırlamış tam ortasına.

Çok değil en fazla 10metre ötede
Senin, benim, bizim ve sizin
Kendine itiraf edemediği,en çok beklediği
Ve en sindiremediği
Olağan-üstü- hal!
Ölüm!
Kanlar ve mor bir beden!

Siyah zemin, mor beden
Kırmızı desenler ve mavi gök!

Tam tamına 5saniye
Hayata dair aranan her şey!
İşte bu kadar renkli ve dehşet verici!


***

5 Kasım 2010

Dört Dönmeyenler

"Şimdi sen kalkıp gidiyorsun.
Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar.
Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin(...)"
diye başlıyor şiir


Ve devam ediyor
Güzel başlanan bir günle.
Öyle günler uğradı mı hiç bana ya da duydum mu birilerinden
Bay Süreya dışında?

Hayır!

Sonra içinizi ısıtan (sizi bilmem ama benim içimi ısıtır)
Tatlı bir mahremiyet
Belki de tabudur size göre
Ya da dünyanın en mühim halleri mi acaba?

Belki,kim bilir!

Şairin 'y'sinin kaybolduğu gibi
Benim de kaybolduğum zamanlardandı
O aralar.

Karşımdaydı koca bir kitap
Hep karşımdaydı ya, neyse..
Başucumdaydı ne zaman arasam
Hiç ayrılmadı, gitmedi hiç ya..

O yüzden midir 1saattir aklımda ilk dizeler
Ama öyle kuru kuru değil
Belli bir ahenkte
Okuduğum gibi
Bana okunduğu gibi..

Dalga dalga kulaklarımda..

Ve hayatımda değil ama son 1yıllık hayatımda
Onlarca kez kahkahayla şahitlik ettiğim manzara geliyor aklıma
İki 'insan' karşımda.
İki uyumlu dalga,
Biri uzuun. Biri de kısa.

'İnsan' ve dalga !

Masada kalemler, kağıtlar
Ve bir Süreya şiiri..
Arkada insan sesleri, daha tam 'büyümemiş'
4müzüz, dalga dalga..
Sarı olan sürekli son dizeleri okuyor ve gülüyor.
Uzun ve büyükçe olan Sarı'ya gülüyor
Ve ben bu ikiliye gülüyorum,
Şaire tapıyorum, ara sıra.

Yok canım!
Her zaman, ne yalancıyım?!


Sarı okuyor;
"(...)Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı

Sonra,
Sonrası iyilik güzellik..
"
Uzun gülüyor uzuun uzuun, ben de..
Masumiyet,
Samimiyet,
Muziplik,
Edebiyat ve
Bay Süreya..

Ve arkada kısır bir döngünün melodisi
Sadece 4müz kalıyoruz dönerken duranlardan..
Ben,Uzun,Sarı ve Bay Süreya

Ay,pardon,bir de "Aşk"..

"Aşk" !